17. Sayımız Çıktı

17. Sayımız Çıktı

17. Sayımız Çıktı

17. Sayımız Çıktı

Beş yıldır devam eden serüvenimize bu kez içinden geçtiğimiz yüzyılı, kadınların özgürlük yüzyılı olma potansiyeli, yeni bir yaşam inşasına dair umut vadeden kadın direnişleri ve birlikteliği ekseninde ele alarak devam ediyoruz.

 

Dünyanın hemen her yerinden, kadın mücadelesi ile kat edilen yolların, kazanımların haberlerini alıyoruz. Arjantin’de, No Una Di Menos platformundan kadınlar cinsel şiddete karşı direnirken aynı zamanda şiddet ve ekonomi politiği arasındaki ilişkiyi deşifre ediyor; Polonya’da kadınlar kürtaj hakkı eylemlerini genel grevin bir parçası haline getiriyor; Brezilya’da Jair Bolsonaro’nun kadın düşmanı yaklaşımlarına karşı yürütülen protestolar, özelleştirmelere, sosyal hakların kısıtlanmasına ve Amazon ormanlarının yok olmasına kadar uzanan itirazlarıyla toplumsal ve ekolojik bir mücadeleye dönüşüyor. Erkek egemen sistemlerin münferit, dönemsel sıkıntılar olarak ele aldığı, üstelik kadınlarla ilgisi yokmuş gibi sunduğu sorunların, kadınların mücadele gerekçesi haline gelmesi çok boyutlu anlamlar taşıyor. Kadınlar olarak hayatta kalmak bile bu kadar zorken artık hayatta kalmaktan fazlasını istiyoruz, hayatta kalmanın anlamını dönüştürüyoruz; toplumsal olan ile kadın kimliği arasındaki bağları yeniden inşa ediyoruz. Düşünce yapısı, yönetilme biçimi, üretim faaliyetleri erkek egemen zihniyetle oluşturulmuş dünya sistemi değişmedikçe yerine kadın eksenli bir sistem inşa edilmedikçe, sahici bir kurtuluşun olmayacağını görüyoruz. Diğer taraftan bu mücadeleler bir araya gelmenin arayışını da kaybetmiyorlar. Milyarlarca kadın birbirine benzemeden ve benzemek zorunda da olmadan, birbirinden farklı deneyimlerini birbirleriyle paylaşırken toplumsal özgürlüğün ve eşitliğin inşası için nasıl da zengin olduklarını keşfediyorlar, bunu keşfettikçe daha fazla kadına ulaşmanın, yaşamı daha fazla tanımanın yollarını üretiyorlar. Kadınların mücadele gerekçeleri ve nihayetinde nasıl yaşamak istedikleri açısından Demokratik Kadın Konfederalizmi, kapitalist modernitenin yarattığı tarihsel krizi çözme ve alternatif sistemle kalıcı etkiler oluşturma iddiasıyla, taşıdığı ilkeler ve önerdiği yöntemlerle umut vadediyor.

 

Bu büyük motivasyonun, inandıklarımızı ete kemiğe büründürme gücü olduğu çok açık. İşte tam da bu sebeple yerel kadın mücadelelerinin taşıdığı özgünlüklere, bu mücadelelerle edinilen bilgilere kör bakan yaklaşımlara alternatif olarak yerellerle güçlenen enternasyonal kadın birlikteliklerine yüzümüzü çevirdik, bu birlikteliklerin nasıl süreklilik kazanacağı, hangi prensiplerle yol alınabileceği, kapitalist modernitenin zincirlerinden nasıl kurtulacağımız aslında siyasetten ekonomiye nasıl bir sistem inşa edeceğimiz sayımızın temel odaklarından oldu. Ulus-devlet referanslı “uluslararası” kadın oluşumlarına alternatif olarak örgütlenen enternasyonal kadın yapıları; kapitalist modernitenin ekonomi diye işlettiği sömürü sistemindeki kadınlıklar, bu sistemin kadın düşmanı politikaları; MENA’daki kadınlık deneyimleri ve saldırılar karşısında kadınların nasıl direndikleri gibi konularla neden birlikte olmaya ihtiyacımız var sorularına cevaplar oluşturduk. Yaşanılabilir bir dünya için toplumsal sözleşme tartışmaları; demokratik kadın konfederasyonunun bir yöntemi olarak kadınların partileşmesi; jineolojîyi neden alternatif sistemin bilimi olarak gördüğümüz gibi konularla da aslında tahayyül ettiğimiz yaşam sisteminin ideolojik ve pratik önerilerini tüm dünya kadınlarının tartışmasına açtık.

 

Bu sayının olabildiğince fazla kişiye ulaşmasını, kendi sınırlarını aşarak zenginleşmesini, tartışmaların derinleşmesini çok önemsiyoruz. Salgın koşulları sebebiyle online erişime açtığımız bu sayımızla dezavantaj gibi görünen koşulların, kadınlar tarafından daha fazla okunma, tartışma, her eve girme yani tam da hedeflediğimiz gibi bilgiyi toplumsallaştırma imkanını yaratacağına inanıyoruz. Jineolojî Dergisi’nin “21. Yüzyıl: Kadın Yüzyılı” dosya konulu 17. sayısına  www.jineolojidergisi.com  adresinden ulaşabilirsiniz.